OTOMOTİV ENDÜSTRİSİNİN YENİ HEYECANI ‘ELEKTRİKLİ ARAÇLAR'

6 TEMMUZ 2011

BURSA / Ucuz ve çevreci teknolojilerin büyük önem kazandığı günümüzde birçok sektör bu yönde büyük yatırımlara yöneliyor. Otomotiv endüstrisinin en sıcak konularından biri olan alternatif yakıtlar konusunda da Türkiye'de son yıllarda ciddi yatırımlar dikkat çekiyor.

Türkiye'nin ihracat şampiyonu otomotiv endüstrisinin geleceğine ışık tutacak çalışmalar, Uludağ İhracatçı Birlikleri'nin (UİB) organizasyonunda düzenlenen ‘Elektrikli Araçlar ve E-mobilite' seminerinde sektörün paydaşlarıyla ele alındı.

Bugün Avrupa'nın birçok ülkesinde elektrikli araç ve batarya üretimi konularında ciddi mesafeler kat edilirken, Türkiye'de de özellikle otomotiv endüstrisinin kalbi olan Bursa'da, bu alanda ciddi çalışmalar yürütülüyor. Bu araçların yaygınlaşması için birçok bakanlık ve kurum kolektif çalışma yürütürken, araçların ÖTV konusunda desteklenmesi de dikkati çekiyor.

UİB'in,organize ettiği ‘Elektrikli Araçlar ve E-mobilite Semineri'nde; elektrikli araç model ve teknolojileri, şarj sistemleri, altyapıları, kullanım maliyetleri ve sektörün geleceği mercek altına alındı.

REUTER: ÖNÜMÜZDEKİ 20-30 YIL İÇİNDE SEKTÖR ELEKTRİKLİ ARAÇLARDAN OLUŞACAK

Seminerin açılışında konuşan  eğitmen Philip Reuter, otomotiv endüstrisinin geleceği olan elektrikli araçlar konusunda, inovasyon, pazarlama ve Ar-Ge faaliyetleri çerçevesinde orta ve uzun vadeli çalışmaların geleceğin anahtarı olacağını söyledi. Bundan sonraki süreçte de trendleri dikkate almanın önemli olacağını belirten Reuter, "Önümüzdeki 10-15 yıl içinde kentleşme yapısı çok değişecek. Markalı şehirler oluşacak. Zaten günümüzde yeni merkezler ve koridorlar oluşuyor. 20-30 yıl içerisinde otomotiv sektörünün tamamı elektrikli araçlardan oluşacak. Bu alanda yer almak isteniyorsa, şimdiden sağlam temeller atılmalıdır” dedi. Şu anda Avrupa'da hibrit ve elektrikli araçların öneminin gün geçtikçe arttığını ve satışların da bu yöne kaydığını vurgulayan Reuter, otomobillerde çevre dostu teknolojilerin artık yakıt tüketimi ve emniyet sistemlerinin önüne geçtiğini ifade etti. Kişiye özel hale getirilmiş ürünlerin artık bir trend olarak karşımıza çıktığını kaydeden Reuter, bu durumun imalat sektörünü de yakından ilgilendireceğini dile getirdi.

MUBAREK: 2018'DEN İTİBAREN ELEKTRİKLİ ARAÇLAR YAYGINLAŞACAK

Seminerde söz alan Muhammed Mubarek de, mega trendlerin otomotiv sanayi üzerindeki etkileri, 2020 yılında sektörün ulaşacağı durum, Türkiye'deki otomotiv sektörü ve elektrikli araçların durumu ile kentleşme ve trendlerin sektöre etkileri konusunda bir sunum yaptı. Yeşil ve akıllı motorların giderek ön plana çıktığı günümüzde, elektrikli araçların öneminin her geçen gün daha arttığını belirten Mubarek, 2020 yılında dünyada yılda 10 milyon aracın satılmasının beklendiğini söyledi. 2018'in elektrikli araçlar konusunda bir dönüm noktası olacağına dikkat çeken Mubarek, "Türkiye'nin de içinde yer aldığı Doğu Avrupa ve Asya'da elektrikli araç kullanımı giderek hızlanacak. 1,2 milyar aracın yer alacağı yollarda akıllı ve iletişim kurabilen araçlar artacak. Türk otomotiv endüstrisinin, kentleşme ve ekonomik büyüme ile birlikte yurt içi satışlarda 2015 yılında 1 milyonu aşması bekleniyor” diye konuştu.

NALCIOĞLU: ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN DIŞINDA, BATARLAYARI DA ÜRETEBİLMELİYİZ

Melih Nalcıoğlu da, petrol kaynaklarının azalması, çevreye sağlanan katkı, düşük yakıt tüketimi gibi birçok olumlu faktörü bir araya getiren elektrikli araçların önümüzdeki yıllarda hayatın karşı konulmaz bir parçası olacağını söyledi. Elektrikli araçların dışında, bataryalarının da Türkiye'de üretilmesinin sektörün geleceği açısından son derece önemli olacağını kaydeden Nalcıoğlu, 2018'in sonlarına doğru elektrikli araçların yaygınlaşması ile birlikte şarj istasyonlarının da artacağını söyledi. 2010'da sadece 4 elektrikli aracın satıldığını, 2011'de bu rakamın 350-900'e ulaşmasının beklendiğini, 2012'de ise 6-8 yeni modelin piyasaya çıkacağını öngören Nalcıoğlu, "Sektör için 2015 kırılma noktası olacak. Şarj istasyonları konusunda da birçok ilde altyapılar tamamlanacak. 2018'de de 90 bin elektrikli aracın Türkiye pazarında satılması bekleniyor” şeklinde konuştu.

15 DAKİKA ŞARJLA 300 KM YOL…

Elektrikli araçların yılda 120 bin kilometrede, 8 bin avro kadar tasarruf sağlayacağını kaydeden Nalcıoğlu, bu yöndeki en büyük beklentinin de aracın şarj süresinin kısalarak, yol mesafesinin uzaması olduğunu hatırlattı. 2015 yılından sonra bu duruma yönelik çözümlerin gelişeceğini vurgulayan Nalcıoğlu, "Şarj süresi 15 dakikanın altına inecek ve tek şarjla 300 kilometreye kadar yol kat edilebilecek” ifadelerini kullandı.

Elektrikli araçların hız kazanmasıyla şarj istasyonlarının da sektörde yeni bir iş kolu olarak ön plana çıkacağını dile getiren Nalcıoğlu, lityum ve iyon bataryalarda kullanılacak malzemelerin de yeni iş kolları ve fırsatlar arasında yerini alacağını sözlerine ekledi.

İlgili Fotoğraflar