TARLADA ÜRÜNÜ TOPLAYACAK İŞÇİ YOK

13 Eylül 2012


UİB Koordinatör Başkanı Gençoğlu, "2012 sezonunda şunu gördük ki, bırakın fabrikaları, tarlada ürünü toplayacak işçi dahi bulunamıyor.”

DOSABSİAD Başkanı Yedikardeş, "Otomotiv test merkezi için Antalya yanlış adres. Antalya'da illa otomotivle ilgili bir şey yapılmak isteniyorsa Formula'yı getirsinler. Hem turizme de gelir sağlanır.”

BURSA- Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği (DOSABSİAD) Başkanı Selim Yedikardeş ile yönetim kurulu üyelerinden İbrahim Öztürk, Adnan Şarmen ve Ayhan Yılmaz, Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Koordinatör Başkanı Orhan Gençoğlu'nu makamında ziyaret etti. Sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli çalışan sıkıntısının gündeme getirildiği ziyarette, ülkemizde kurulması planlanan otomotiv test Ar-Ge merkezi de konuşuldu.

Maalesef işsiz arkadaşlarımız, iş beğenmiyor

Bugün sanayinin en büyük ihtiyaçlarından birini nitelikli eleman eksikliği olarak tanımlayan DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş, bu durumu sürekli gündeme taşımaya çalıştıklarını söyledi. Konuyla ilgili üniversiteler, milli eğitim ve ilgili kurum, kuruluşların işbirliğinde projelerin üretilmesi gerektiğine işaret eden Yedikardeş, "Türkiye'de işsizlik var deniyor ama işsiz arkadaşlarımızın da iş beğenmemek, mesleksizlik veya devletten aldıkları işsizlik sigortasıyla gününü gün ettiklerini maalesef görmekteyiz. Bu söylemlerimiz işsiz arkadaşlarımızı kızdırsa da tablo acı bir şekilde önümüzde duruyor. Biz sanayiciler kazan-kazandır ilişkisi içerisinde çalışanlarımıza daha fazlasını vermeye hazırız. Ama işe yeni başlayan arkadaşımızın, daha iş başı yaparken 1. derece memur statüsünde maaş talep etmelerini de doğru bulmuyoruz” dedi.

Gündemdeki yerini koruyan otomotiv test merkezine ilişkin olarak da açıklamalarda bulunan Yedikardeş, otomotiv endüstrisinde en fazla yatırımın yapıldığı il olan Bursa'nın, taşıdığı yükün karşılığında, bu yatırıma sahip olması gerektiğini savundu. Yedikardeş, "Araçlar Bursa'da imal edilirken, Antalya'ya kadar taşınması bir nakliye sorunu. Aynı zamanda bu merkezde çalışabilecek teknik insan yeterliliği için en iyi potansiyel Bursa'da. Yapılacak testlerin ardından hurdaya ayrılacak araçların değerlendirilmesi de en iyi ilimizde yapılabilir. Tüm bu etmenler göz ardı edilmemeli. Antalya'da bu merkezin yapılması milli servetin sokağa atılması anlamına gelir. Antalya'da otomotiv ile ilgili illa ki bir şey yapılmak isteniyorsa Formula'yı getirsinler. Hem turizme de gelir sağlanır” ifadelerini kullandı.

Otomotiv test merkezinin Antalya'ya kayması haksızlık olur

Otomotiv test merkezi için Antalya'nın tek yürek halinde işin takipçisi gibi göründüğünü kaydeden UİB Koordinatör Başkanı Orhan Gençoğlu da, bu önemli yatırımın Bursa'ya kazandırılması için sivil toplum örgütlerinden, kamu kurum ve kuruluşlarına kadar tüm kesimlerin bir bütün halinde hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Bugüne kadar otomotiv sanayiinde Bursa'nın hep ilkleri yaşadığına değinen Gençoğlu, "Bursamız otomotiv endüstrisinde ana ve yan sanayi kuruluşlarıyla, üretim esnasında yarattığı katma değer ve ihracat yönünden Türkiye'nin merkezi ve teknolojinin en üst seviyede olduğu bir il. Bu merkezin Antalya'ya kayması kentimize haksızlık olur. Devlet büyüklerimizin bu durumu göz ardı etmemesi gerekir” diye konuştu.

Tarlada ürünü toplayacak işçi bulunmuyor

Öte yandan işçi bulamama konusunun son günlerde tüm sektörlerin en büyük sorunu olduğunu açıklayan Gençoğlu, "Başta tarıma dayalı sanayi olmak üzere 2012 sezonunda şunu gördük ki, bırakın fabrikaları, tarlada ürünü toplayacak işçi dahi bulunamıyor. Devlet büyükleri de bu durumun farkında” dedi.

Vasıflı değil, düz işçi bile yok

Konuşmasında 2. çeyrekteki yüzde 2.9 büyüme oranına da değinen Gençoğlu, dünyadaki küçülmeye rağmen, Türkiye'nin büyümesinin devam ettiğini hatırlattı. Büyümeye devam eden bir ekonomide işsizlik sıkıntısının işletme sahiplerini zor durumda bıraktığını kaydeden Gençoğlu, her sektörün bu sıkıntıyla karşı karşıya olduğunu ve vasıflı işçi değil, düz işçi bile bulunamadığını dile getirdi.

Dövizin baskı altında tutulması cari açığı yeniden yükseltebilir

Son aylarda UİB ihracatında yaşanan düşüşlere ilişkin açıklamalarda bulunan Gençoğlu, ihracattaki azalışta Avrupa'daki krizin etkili olduğunu belirtti. Özellikle otomotiv endüstrisi için Avrupa'nın çok önemli bir pazar olduğunu kaydeden Gençoğlu, döviz kurlarındaki negatif etkiye rağmen Türkiye ihracatının artmasının da sevindirici olduğunu söyledi. Merkez Bankası'nın ekonominin soğuması ve enflasyonun düşmesini istediğini ve bunun sonucu olarak dövizi baskı altında tuttuğunu bildiren Gençoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu durum ise Türkiye'nin korkulu rüyası olan cari açığın yine yukarılara çıkmasına neden olabilir. Çünkü ithalat artacaktır. Merkez Bankası TL'nin değerlenmesini istiyor. Ama cari açığımız olduğu sürece ekonomiyi kalıcı şekilde hiçbir zaman düzeltemezsiniz. Geçici olarak düzeltirsiniz, dışarıdan kaynaklı sıcak para da girebilir ama Türkiye'nin her zaman sıcak paraya bağlı kalmaması lazım. Dış ticaretimizin her zaman artı vermesi gerekir ki ekonomi sağlam temeller üzerinde dursun.

Bugün maliyetler sektörden sektöre değişiyor ama geçmiş yılla mukayese ettiğimizde dövizdeki son kıpırdanmalarla, geçen yılla bu yıl arasında TL'nin döviz karşısında yüzde 11 değer kazanması ihracatçıyı zorluyor. Öte yandan enerji ve doğalgaz gibi girdi maliyetlerinin de eklenmesiyle sektörden sektöre değişmesine rağmen yüzde 25-30 maliyet artışı var. Döviz de aynı oranda artmış olsa sorun yaşamayacaktık ama tüm bunlar dünyayla rekabette ihracatçıyı çok fazla etkileyen unsurlar.”

Net döviz girdisini sağlayan sektörleri ayırmak gerektiğine de dikkati çeken Gençoğlu, "Bu çok önemli. Bir sektör 1 milyar dolarlık ihracat yapabilir ama sağladığı katma değer ve istihdam bakımından 3-5 milyar dolara denk gelebiliyor” diye konuştu.

İlgili Fotoğraflar